Eskişehir, Seyitgazi, Kırka, Büyükyayla
5. EMOK Motosiklet Festivali 29 Haziran - 2 Temmuz 2006 tarihleri arasında Eskişehir Kırka’da Enduro Motosiklet Kulübü tarafından gerçekleştirildi. ETİ ana sponsorluğunda düzenlenen festivale yaklaşık 1000 motorsever katıldı.
Eğer motosikleti hobi amaçlı kullanan, her fırsatta gezmeye, görmeye, yeni yerler keşfetmeye hevesli biriyseniz bu yıl kafanız biraz karışmış olabilir.
Tam da yağışlı kış günlerini geride bırakıp yol hazırlıkları yapmaya başladığınız sırada her köşe başında “Festival lazım mı abi? Taze taze bunlar… Çok güzel festivallerimiz var…” şeklinde türlü reklamlarla karşılaşmış olabilirsiniz. Bunların arasında biri var ki aylar öncesinden reklamını duymazsınız. Acaba bu yıl yapılmayacak mı diye endişelenirsiniz hatta. Ama bilirsiniz ki her yıl Haziran ayının son günleri ile Temmuz ayının ilk günleri arasındaki dört gün EMOK Motosiklet Festivali yapılır.
Bazı şeylerin tazesi makbul sayılır ama bu yıl beşincisi yapılan EMOK Motosiklet Festivali şarap gibidir. Yıllar geçtikçe lezzeti artar. Üstelik canla başla büyük bir hevesle çalışan bir avuç EMOK gönüllüsünün ilk günkü gibi heyecan dolu çabaları hiç eksilmez. Tam bitme noktasına gelinir, artık tükendik derken birer ikişer gelmeye başlayan motosikletseverleri gördükçe keyifler bir anda tavana vurur. Yeniden bir coşku dolar insanın içine. Aylar öncesinden başlayan hazırlıklar geçmişte kalır. Yerini bu dört günün misafirlerimiz için hayatlarında unutamayacakları güzellikte bir rüya gibi geçmesi için ne yapılabilir düşüncesi alır.
Bu yıl festival alanını göl kıyısında seçtik. Bu seçim katılanların büyük beğenisini kazandı. Çarşamba günü yağan sağanak yağmurdan endişelenmedik desem yalan olur fakat sonrasında dört gün boyunca havalar öylesine güzeldi ki anlatılır gibi değil. Ne sıcak ne soğuk, nemli de değil yağışlı da değil. Daha ne olsun herşey mükemmeldi. Festivalde bu yıl ilk kez hayata geçirilen motorlu çadır alanı uygulaması da büyük ilgi gördü. Hatta festivale karavan ile katılmak isteyenlere bile yer ayarlanmıştı.
Seçilen yörenin tarih ve doğal zenginlikleriyle ön plana çıkması, ulaşımın her tür motosiklet için uygun olacak şekilde planlaması diğer artılardı. Köylüsünden muhtarına, belediye başkanından sanayicisine kadar bölge insanı da sahip çıkmıştı festivale.
Honda ve Suzuki firmalarının destekleriyle gerçekleştirilen “Yavaş Gitme”, “Sarkan Toplar” ve “EMOK-Adventure” yarışmaları katılımcılara eğlenceli bir atmosfer sunarken yakın çevreye yapılan tarih ve doğa gezileri festivalin her yönüyle doyurucu olmasını sağladı.
Yöre halkının hazırladığı gözleme ve çiğ börekten Hitit ve Hayal Kahvesi’nin şehirdekileri aratmayacak kalitedeki restoranları festivale katılan insanlara yeme içme açısından bol bol seçenek oluşturdu.
Ana faaliyet alanında
yapılan yavaş gitme, sarkan toplar ve EMOK-Adventure yarışmaları herkesin
ilgiyle takip ettiği aktivitelerdi. Bugüne kadar her festivalde yapılagelen
Yavaş Gitme yarışmasına Honda sponsor oldu. Herkesin HONDA marka tek tip
motosiklet ile yarışması daha adil bir yarışma olmasını sağladı. Suzuki’nin
sponsorluğunda yapılan sarkan toplar yarışmasında ise SUZUKI motosiklet
kullanıldı. Ağaçlardan sarkan toplam 21 adet topa sırası ile kaskını
dokundurmanın ana amaç olduğu yarışmada ayağını her yere basışta 1 ceza puanı,
dokunulan her topta ise 1 kazanç puanı elde ediliyordu. Belirli bir süre
içerisinde mümkün olan en çok sayıda topa dokunan kişi birinci oldu. Ben bütün
puanları topladım tabii ama yarışma puanları değil seyirci puanlarını.
Toplam üç kez yere yapışıp birinde ters takla atmak suretiyle topladığım bu puanlarda
özellikle kimsenin nasıl yaptığımı çözemediği ters taklanın büyük rolü olduğunu
sonradan öğrendim ama sonuçta 17 topa kadar gelebildiğim için birinciliği
en yakın rakibime kaptırdım.
Tarih, kültür ve doğal
zenginlikleriyle bir hazine olan Anadolu’nun az bilinen ve az gidilen
yörelerinde gerçekleştirilen festival bu yıl Eskişehir Seyitgazi ilçesine
bağlı Kırka köyünün Büyükyayla mevkiinde yine 4 gün olarak düzenlendi.
En çok rağbet gören diğer bir oyun olan EMOK-Adventure yarışında ise
yarışmacılar önce tek motorda 2 kişi bozuk bir zeminde belirli bir mesafeyi
mümkün olan en uzun sürede kat etmeye çalıştılar. Bu aşamayı geçen ekip
elemanları sırasıyla ip merdivenlerden bir ağaca tırmanarak orada kendilerini
bekleyen can yeleklerini alıp göl kıyısındaki sala yöneldiler. Sal dediysem
bizim üç tane tahtayı birbirine çakıp altlarına da şambriyel bağladığımız
iptidai bir deniz taşıtından bahsediyorum. Sala binen yarışmacılar bir adet ön
tekerleği de yanlarına alıp gölün karşı kıyısına kürek çektikten sonra
yanlarında getirdikleri tekerleği orada bekleyen motora taktılar. Son aşamada
ise tekerlek taktıkları motosikleti iterek finiş noktasına varmaya çalıştılar.
İzleyiciler için oldukça heyecanlı ve yarışanlar için de bir o kadar yorucu
olan EMOK-Adventure yarışması gelecek senelerde olmazsa olmazlar arasına
girmeye aday bence.
Festivaldeki diğer bir etkinlik de çevreye yapılan enduro ve turistik geziler
oldu. Cuma günü yangın gözetleme kulesine giden toprak yollarda doyasıya
gezinmenin yanısıra Cumartesi günü Yazılıkaya’ya bir ziyaret gerçekleştirildi.
Ben her ikisine de katılabilen şanslı biri olarak söylemeliyim ki yangın
kulesine kadar ulaşan toprak yollarda gezmek daha keyifliydi. Hele
dönüşte yolu uzatma pahasına çok ilginç toprak şekillerinin arasında yol
almak bambaşka bir deneyimdi. Hatta uğradığımız son köyde dinlenirken köylüler
tarafından yapılan çay teklifini geri çevirmemekle en güzelini yaptık.
Köylerden geçip de köylülere selam vermeden geçmek çok canımı yakıyor. İyi
ki mola vermişiz orada. Tam da Hasan amca ile Ayşe teyzenin
kapısının önündeyim. Ben ve Hakan gruba bizi beklememelerini
söyleyip çöküveriyoruz hemencecik amcamızın teyzemizin yanına. Ondan
sonra gelsin çaylar gitsin boşlar. Sohbet öyle güzel ki. Çaydanlıkta çay
bitinceye kadar devam ediyor. Çay bitince sohbet de biter. Düşüyoruz
tekrar yola ama bu kez koca grubun hantallığından kurtulmuş olmanın verdiği
avantajla kendi tempomuzu kendimiz belirliyoruz. Üstelik tahmin edersiniz ki
düşük bir tempo da değil elbette. Ülkemizde ne kadar çok gezilecek yer var ve
sanırım bu ülke ömür boyu bizi şaşırtmaya devam edecek.
5. EMOK Motosiklet Festivalinde ayrıca yine her yıl olduğu gibi yöredeki
çocuklara yardım ve hediye kampanyası da gündemdeydi. Festival öncesindeki
bağış kampanyalarından elde edilen gelir ile alınan kitap, defter, okul
gereçleri, spor kıyafetleri gibi hediyeler Cumartesi günü köy çocuklarına
dağıtıldı. O sırada festival alanında olmadığımdan bu duygu dolu dakikaları
yaşayamadım ama arkadaşlarımdan aldığım bilgiye göre çocukların gözlerindeki
ışıltıyı hareketlerindeki coşkuyu tahmin edebiliyorum.
Bu yıl festivalde ilk kez bir de Rock konseri vardı. Hayal Kahvesi sponsorluğunda sahne alan Yeni Harman grubu Cumartesi akşamı ortama renk ve hareket kattı. Barış Manço’nun sevilen parçalarından Dönence’nin farklı bir yorumlanışı herkesi büyüledi, derinlere dalan bakışlar tatlı tatlı esen rüzgara kapılıp gölün karşı kıyısında ormanın derinliklerinde kayboldu gitti.
Festivalin ilk gününden itibaren her gece buluşma noktası ise kamp ateşiydi. Benzerlerini ancak filmlerde görebileceğimiz dev bir ateşin etrafında toplanan kampçıların kimisi gece boyunca derin sohbetlere dalıp dans eden alevlere türkülerle eşlik ederken kimisi yıldızlardan tavanı, dostlarından duvarı olan bu mekanda özgürlüğün tadını çıkardılar.
Pazar günü gelip çattığında ortalıkta sadece yol telaşı hakimdi. Öğlen saatlerine gelindiğinde ise festival alanında sadece sessizlik kalmıştı sanki dört gündür burada yaşananlar hiç olmamış gibi. Kırka bize öyle güzel evsahipliği yaptı ki o sessiz sakin huzurlu haline biran an evvel tekrar kavuşmayı dört gözle bekleyeceğiz hep birlikte.